Bu yazıda sizlere "Erkekler savaşırken kadınlar neredeydi?" sorusunun cevabını vereceğim. İyi okumalar :)
FATMA SEHER ERDEN, halkta bilinen adıyla Kara Fatma. Kendisi İstiklal Madalyası'na sahip bir kadın. Balkan Savaşı'nda savaştı. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra işgaller başlayınca kendi yakın çevresindeki kadınları toplayarak savunma cepheleri kurdu ve düzenli orduya katıldı. Üç sene Kurtuluş Savaşı'nda hizmet verdi ve 300 kişilik bir birliği yönetti. Aynı zamanda aşçılık, hasta bakıcılık, hemşirelik gibi görevlerde de yer aldı. Üsteğmen rütbesini ve lakabını Mustafa Kemal'den aldı.
ŞERİFE BACI, Millî Mücadele döneminde 9 aylık bebeği ile kağnılarla cephane taşırken donarak öldü.
ÇETE EMİR AYŞE, Çanakkale Savaşı'nda şehit olan eşinden kalan tek armağan elmas küpeleriydi. Küpelerini bozdurup kendine bir tüfek aldı. Ayşe Millî Mücadele için yola çıkınca, öteki kadınlar da ondan cesaret alıp peşine takıldı. Millî Mücadele'nin sonuna kadar savaştı. "Kemer belindir, çizme ayağın, börk başındır. Mademki burası bizim vatanımız; biz de bu vatanın olmalıyız."
HALİME ÇAVUŞ, saçını kazıtıp erkek kılığına girerek kendini Halim diye tanıttı. Millî Mücadele'de mühimmat taşımada görev aldı.
HALİDE EDİP ADIVAR, Kurtuluş yıllarında halkı harekete geçirmek için mitingler düzenledi. Kurtuluş Savaşı'nda onbaşı rütbesi aldı.
NENE HATUN, Osmanlı-Rus (1877-1878) Savaşı'nda bebeğini beşikte bırakıp cepheye koştu. "Bebem, anasız büyür de vatansız büyüyemez."
SABİHA GÖKÇEN, dünyanın ilk kadın savaş pilotu. 32 farklı askerî operasyonda yer aldı.
SAFİYE HÜSEYİN ELBİ, Balkan Savaşı'na hemşire olarak katıldı. Balkan Savaşı ve 1. Dünya Savaşı döneminde İstanbullu hanımların hemşirelik yapmalarına öncü oldu. Çanakkale Savaşı başladığında gönüllü olarak Reşit Paşa Hastane Gemisi'nde baş hasta bakıcısı olarak görev yaptı.
FLORENCE NIGHTINGALE, Kırım Savaşı sırasında yaralanan askerlerin tedavi ve bakımlarını yaptı. Hemşireliğe son derece olumlu bir itibar kazandırdı ve Viktorya kültüründe bir ikon oldu. Özellikle gece gündüz demeden yaralı askerlere baktığı için kendisine "Lambalı Kadın" dendi.
JOAN OF ARC, 17 yaşında Fransa ordusunu İngilizlere karşı zafere taşıdı. Tanrı'nın kendisini görevlendirdiğine inanıyordu. İngilizler tarafından yakalanıp cadı ilan edilerek yakıldı. Öldürüldükten sonra azize ilan edildi.
MILUNKA SAVIĆ, Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşı'nda Sırbistan için savaştı. Erkek kılığına girerek orduya katıldı, sonradan kimliği anlaşıldı ama kahramanlığı sayesinde görevde kaldı. Birçok madalyaya sahip oldu.
LYUDMILA PAVLICHENKO, 2. Dünya Savaşı'na keskin nişancı olarak katıldı ve 309 düşman askerini öldürdü. "Ölümün kadın yüzü" lakabını aldı.
NANCY WAKE, 2. Dünya Savaşı'nda Fransız Direniş Hareketi'nde aktif rol aldı. Nazi işgaline karşı casusluk ve sabotaj görevleri yaptı. "Beyaz Fare" olarak anıldı. Naziler tarafından en çok aranan kişilerden biri oldu.
NEZAHAT ONBAŞI, alay komutanı babası ile beraber cepheye katıldığında 9 yaşındaydı. Siperden sipere koştuğu için onbaşı unvanını aldı.
TOMRİS HATUN, Türk tarihinde adı bilinen ilk kadın hükümdar. Pers kralı ile savaşarak onu mağlup etti.
NAKANO TAKEKO, Japon kadın savaşçı.
TRIEU THI TRINH, Vietnamlı kadın savaşçı.
TOMOE GOZEN, Japon kadın samuray.
Grace O’Malley, Lozen, Zenobia, Boarık Hatun, Altuncan Hatun, Melike Mama Hatun, Raziye Begüm Sultan, Binbaşı Ayşe, Tayyar Rahmiye, Kılavuz Hatice, Asker Saime ve daha nice kadın savaşçılar...
Diyeceğim o ki, tüm toplumlarda ne yazık ki güçsüz ve duygusal ilan edilen kadınların yaşadığınız topraklarda kanı olduğunu unutmayın. Hayır, feministler savaş çıktığında evde saklanıp yemek yapmayacaklar. Ve hayır, feministler yemek yapabiliyorlar. Bazılarının aksine yanlarında anneleri ya da eşleri olmadan hayatta kalabilirler.
Ve en yakından örnek vermek gerekirse, Filistinde vatanlarını, çocuklarını korumak için kan döken kadınları görmezden gelemezsiniz.
Kadınlar her daim gucluydu zatenn sadece birileri buna inanmak istemedi
Emeğine sağlık🫶🏻